Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Ünal Aysal açıklama, Ünal Aysal divan kurulu toplantısı, Ünal Aysal Fenerbahçe, Ünal Aysal 3 Temmuz - Galatasaray Haberleri

        Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Beko Basketbol Ligi play-off final serisinde Fenerbahçe Ülker'e karşı yapılacak son maça çıkılmaması konusuna açıklık getirirken, Türk futbolunda 3 Temmuz süreciyle başlayan şike soruşturmasını da "Pandora'nın Kutusu"nun açılmasına benzetti.

        Galatasaray Adası'nda gerçekleştirilen aylık olağan divan kurulu toplantısında, "etik spor için boykot" maddesinin görüşülmesinde söz alarak üyelere hitap eden Ünal Aysal, ilk olarak Galatasaray Liv Hospital Erkek Basketbol Takımı'nın Fenerbahçe Ülker'le oynanan Beko Basketbol Ligi play-off final serisi son maçına çıkmaması süreci hakkında bilgi verdi.

        Yönetim kurulu olarak o tarihte oldukça ciddi ve önemli bir karar almak zorunda kaldıklarını belirten Aysal, "Bu karar kolay ve ezbere alınabilecek bir şey değildi. Galatasaray, başarıya endeksli, kupaları kazanmak üzere organize olan bir kulüptür. Galatasaray, her şeyden önce etik spor, fair-play, dayanışma, kardeşlik ve dostluk bazında yapılan spor için kurulmuştur. Atalarımızın, bizden önceki yöneticilerimizin bize verdiği emanet budur" diye konuştu.

        Aysal, Beko Basketbol Ligi play-off final serisinde yaşananlara değinerek, bir reaksiyon vermek durumunda kaldıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Serideki olaylardan sonra yönetim kurulumuz, 'biz alın teriyle buraya kadar geldik, milyonlarca lira para harcadık, maça sadece yenilmek için davet edildik' düşüncesine girdi. Bu noktada iki seçeneğimiz vardı. Ya gidip oynayıp, yenilerek rakibimize kupayı kaldırma zevkini vermek, ya da reaksiyon göstermek. Sizin bizden beklentiniz herhalde ikincisiydi. Biz de reaksiyon gösterdik. Bir kupa kaybettik. Bir ihtimalle de bu kupayı alabilirdik ama bu mucize olurdu. Çünkü her şey kupayı aldırmamak için kurgulanmıştı."

        Final serisinin son maçına çıkmamalarının, temiz spor adına bir bayrak kaldırma anlamına geldiğini savunan Aysal, "Federasyon başkanıyla bire bir konuştum. Yanlış bir işlem yaptıklarını söyledim. Karşı tarafa bize verilen cezanın yarısının uygulanmasını istedim. Hakem kadrosunun şaibeli olduğunu söyledim ve 'Bunların yerine daha sağlıklı bir hakem kadrosu koyun' dedim. Federasyon başkanı her ikisini de reddetti. Başkan, bizim maçı oynamamız gerektiğini ısrarlı bir şekilde beyan etti. Ben de bu şartlarda takımı getirmeyeceğimizi, bunun Türkiye'de bir ilk olacağını, olayın bu davranışla da sınırlı kalmayacağını, bundan sonra gerekli tedbirleri alıp, bu spor dalı temizlenene kadar her şekilde reaksiyon göstereceğimizi net olarak kendisine anlattım" ifadelerini kullandı.

        "3 TEMMUZ'DA PANDORA'NIN KUTUSU AÇILDI"

        Göreve geldiğinde 3 Temmuz süreci olarak adlandırılan şike soruşturmasının başladığını hatırlatan Aysal, "2011 senesinin Temmuz ayının 3. günü, Türkiye'de 'Pandora'nın Kutusu' açıldı. Bu kutunun içinden bir sürü yanlışlık ve gerçekten spor ahlakına uymayan bin 600 sayfalık doküman çıktı. O zaman iş başına yeni gelmiştim. Ben de şaşkınlık içinde bu durumu izledim. Sonra bu işlerin içine Galatasaray'ın da çekilmek istendiğini fark ettiğim için camiamızı ve benden önceki yöneticileri elimden geldiğince savunmaya, bu işten uzak tutmaya çalıştım" diye devam etti.

        Başkan Ünal Aysal, 3 Temmuz 2011'de başlayan şike soruşturmasının kendisinde temiz spor için bazı ümitler doğurduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

        "3 Temmuz bana bir ümit verdi. Demek ki sporumuz gerçek hedefine ulaşmak üzere bir yenilenme sürecine giriyordu. Süreç dolayısıyla, geçtiğimiz 8-10 yıl içinde yaşanan bazı yanlışlıklar düzeltilebilecekti. Bu hepimizin bilinçlenmesine, spor yöneticilerinin ve seyircilerin, ne pahasına olursa olsun başarı ve kupa kazanma anlayışını değiştirecekti. 3 Temmuz'dan sonra artan ümitlerim ve beklentim buna dönüktü. Bu bir anlamda gerçekleşti. 2011-2012 sezonunda, hemen hemen bütün branşlarda eskiye dönüş, huzur, yarışmalarda biraz daha dikkat, hakemlerin ve federasyonların davranışlarında her ne kadar tam olmasa da bir iyileşme izledik. Ancak bu sene Yargıtay kararları sonrasında yapılan uygulamalar ve bunun sonucunda havada kalan bazı neticeler sonrasında, sporumuz 3 Temmuz 2011'in gerisine dönme süreci içine girdi."

        Yargıtay kararından sonra federasyonların yaklaşımını yakından takip ettiklerini belirten sarı-kırmızılı kulübün başkanı, "Bütün yarıştığımız branşlarda federasyonların etkisini üzerimizde hissettik. Kürekde Galatasaray'ın başarılı olduğu branşlar, federasyon tarafından yarışmalardan çekildi, başka bir kulübün başarılı olduğu branşlar dahil edildi. Biz o şampiyonayı kaybettik. Ondan sonra basketbol olayı yaşandı. Geçen sezon şampiyon olduğumuz basketbolda, başkalarının bütçelerinin çok daha altındaki rakamlarla, tamamen iman gücü, disiplin ve çalışma azmiyle final oynadık. Hocamız ve oyuncularımız, alın teri ile ıslattıkları parkeden her defasında başarıyla ayrıldı. Bunun sonucunda hepimizin beklentisi, düzgün bir final oynamaktı" değerlendirmesinde bulundu.

        Galatasaray Kulübü'nün temmuz ayı olağan divan kurulu toplantısı yapıldı.

        Galatasaray Adası'nda düzenlenen toplantıda, yönetim kurulunu temsilen başkan Ünal Aysal, yöneticiler Ebru Köksal, Mehmet Cibara, Mehmet Karlı ve Mete İkiz hazır bulundu.

        Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunmasından sonra yapılan oylamada ağustos ayı divan kurulu toplantısının düzenlenmemesine oy birliği ile karar verildi.

        Başkan Ünal Aysal, Galatasaray Liv Hospital Erkek Basketbol Takımı'nın Fenerbahçe Ülker ile oynadığı Beko Basketbol Ligi play-off final serisinin son maçına çıkmama kararı hakkında açıklamalarda bulundu, Aysal'ın konuşmasının ardından üyelerin görüşleri alındı. Kürsüye gelen üyelerin bir kısmı maça çıkmama kararını desteklerken, bir kısmı sert eleştiriler yaptı.

        Söz alan isimlerden sarı-kırmızılı eski yönetici Taner Aşkın, Beko Basketbol Ligi play-off final serisinde Fenerbahçe Ülker ile oynanacak son maça çıkılmaması kararını sert bir dille eleştirdi.

        Başkan Ünal Aysal'ın, Galatasaray tarihine kötü bir leke sürdüğünü savunaan Aşkın, şöyle konuştu:

        "Galatasaray tarihi 500 senelik bir maziye sahip. Galatasaray Spor Kulübü ise 109 yıllık. Galatasaray, hiçbir zaman er meydanından kaçmadı. Bunun somut örnekleri her yerde var. Maça çıkardık, kazanır veya kaybederdik önemli değil ama Galatasaray'ın manevi değerleri çok şey kaybetti. Galatasaray'ın tarihine son derece kötü bir leke bastınız. Marka değerini konuşurken, Galatasaray'ın manevi değerlerini yok ettiniz. Buna sizin hakkınız yok. Bu sizin tasarrufunuzda değil. Gündem değiştirmekte üstünüze 2 veya 3 kişi var. Bu kulübü kurumsallaştıracağım diye geldiniz ama kulübü eğip, büktünüz."

        "YERİ GELDİĞİNDE KAVGA ETMESİNİ DE BİLİRİZ"

        Üyelerin konuşmalarının ardından yönetim kurulu adına söz alan Mehmet Karlı da yapılan ciddi eleştirileri saygıyla karşıladıklarını belirtti.

        Maça çıkmama kararını aldıkları toplantıya, futbolda yaşananları da göze alarak girdiklerini dile getiren Mehmet Karlı, şunları kaydetti:

        "Amacımız temel olarak bir prensip kararı almaktı. Biz burada da susarsak, 'bu Galatasaray camiası da eser gürler ama yapmaz. Onlar ne de olsa monşerdir' diyeceklerdi. Evet Galatasaray'da monşerlik vardır, eğitimli bir camiadır ama Galatasaray'ın temelinde Beyoğlu da vardır. Yeri geldiğinde kavga etmesini de biliriz. Kavga etmesini bildiğimizi göstermemiz gerekiyordu. Onun için bu adımı attık. Biz bu kavgayı devam ettirmek istemiyoruz ama bir şeyler değişmeden de hiçbir şey değişmemiş gibi davranamayız. Değişik senaryolar için değişik senaryolar olgunlaştırıyoruz."

        Karlı, maça çıkmama kararının duygusal nedenlerle alınmadığını belirterek, "Aldığımız karara yönelik ciddi eleştiriler oldu. Hepsini saygıyla karşılıyoruz. Aldığımız karar, kesinlikle duygusal nedenlerle alınmış bir karar değildir. Yönetim kurulunda genç ve heyecanlı isimlerin yanı sıra, aklı selim, sakin ve rasyonaliteyi duygusallığın önüne çıkaran isimler var. Maça çıkmak bizim için kolay olan taraftı. Maça çıkardık, aslanlar gibi bir takımımız, çok iyi bir koçumuz var. Kaybettiğimizde ise gerekçemiz açık olurdu. Kaybettiğimizi çok rahat açıklayabilirdik. Biz kolayı değil, zor olanı tercih ettik" diye konuştu.

        Galatasaray Kulübü olarak yapılan haksızlıklar karşısında sustukça daha da üzerlerine gelindiğini savunan Karlı, sözlerine şöyle devam etti:

        "Bütün federasyonlar nezdinde kulübümüzü Türkiye'nin kirlenmiş spor ortamına çekmek için kasıtlı bir çaba yürütülüyor. Bunlar karşılığında 'Sen doğru dur, eğri olan belasını bulur' düşüncesiyle hareket ettik. Biz, bize saldıranlara dahi en ufak bir karşılık vermedik. Spor ortamının gerginliğine körükle gitmedik ama karşımızdaki örgütlü ekipler, tamamen nefret pompaladılar. Biz sakin durdukça, biz 'susalım' dedikçe, onlar daha da üzerimize geldi. Federasyonlarda adil kararlar almaya çalışanların üzerine gidildi, yerlerinden edildi. Aldığımız kararla tüm federasyonlara, 'biz ara sıcak yapılacak, sizin kirli oyuncularınıza figüran olacak camia değiliz' mesajını gönderdik. Galatasaray, er meydanından kaçmaz. O meydan erler tarafından kurulsun, biz her gün orada oluruz. Şaibeli adamlar tarafından kurulmuş, şaibeli meydanları yıkmak, ifşa etmek bizim görevimiz. Çıkmadığımız son maça atanan şaibeli hakem, rakip kulübün yöneticisine, 'sen merak etme, her şey kontrol altında' diyen birisi. Böyle bir hakemin karşısına sporcunuzu çıkarır mısınız? Buna rağmen serinin ikinci maçına çıktık ama o şaibeli şahıs maçı açık bir şekilde bizden aldı, karşı tarafa verdi."

        TBF'YE SATILMIŞLAR TEPKİSİ

        Mehmet Karlı, Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Disiplin Kurulu'nun her maçın ardından toplanmasına rağmen, serinin 6. karşılaşmasından 3 gün geçmesine rağmen toplanamadığını söyledi.

        Bu sırada bir üyenin, "satılmışlar" şeklinde tepkisi duyulurken, Karlı da divan kurulu üyesine yönelik, "Hissiyatıma tercüman oldunuz. Ben söylemiş oldum" karşılığını verdi.

        TBF'nin oynanmayan son maç için kendilerinden savunma istediğini de belirten Karlı, "Biz de savunmamızı istiyorlarsa, oynanan 6 maçın gözlemci ve hakem raporlarını vermeleri gerektiğini ilettik. Basketbol Federasyonu, ne hikmetse o raporları veremiyor. Buradan soruyorum, o raporlardan neden korkuyorsunuz, neden vermek istemiyorsunuz? Yoksa o raporları değiştirmek mi istiyorsunuz?" ifadelerini kullandı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ