Böyle örgüt dünyada yok!

HTSPOR / ÖZEL HABER - MERİÇ MÜLDÜR

3 Temmuz sürecinin önemli isimlerinden biri de Prof. Dr. Ersan Şen. İlhan Ekşioğlu’nun avukatı Şen de telefon konuşmalarının tek başına delil olarak sunulmasından şikayetçi. Ersan Şen, HABERTÜRK’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bu davanın ilk gününden beri bizim ana sorunumuz, adı şike olan bir davanın Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde, yani terör, uyuşturucu, silahlı örgüt suçları gibi ağır davalara bakan mahkemede görülmesi. Bizimle ilgisi olmayan kişi ve olaylarla birlikte yargılanmamız. ‘Bizi mahkememizde yargılayın’ dedik. Ama Türkiye o dönemden geçerken kimse kimseyi umursamıyordu. Özel Yetkili Mahkemeler’in fırtına gibi estiği 2007 yılı trendi vardı, kıyamet kopuyordu. İnsanlar tutuklanamaz mı? Elbette tutuklanır. Ama öyle bir algı oluşturuldu ki insanlar suçlu olarak algılandı. İddia o ki; 2008 ve 2009 yıllarında şampiyon olamayan bir kulübün başkanı sinirlenmiş, yöneticilerine de ‘Haydi arkadaşlar bir suç örgütü kuralım, şampiyon olalım’ demiş. Böyle bir örgüt şekli dünyada yok. Bu suç örgütü olmaz, olsa olsa 3-5 insanın bir araya gelip suç işlemek istemesi olur.”

‘SUÇ ÖRGÜTÜ KAVRAMINDA SORUN VAR’

“Siz bizi terör davalarına bakan mahkemede yargılayamazsınız. Çünkü adı üzerinde şike. İki tarafın karşılıklı anlaşması üzerine işlenen bir suç. Suç örgütü bir suç için kurulmaz. Örgütü belirli bir süre için de kurmazsın. O örgüt birden fazla suç işler, zaten bunu işlemek için kurulur. Burada suç örgütü kavramı bakımından sorun var. İnsanları izleyip, takip edip, didik ettiler. Şu anda sayın Başbakan’ın dertlendiği gibi. Ama o zaman şikayetçi olan insanları anlamadılar. Şimdi niye bu mahkemeleri kaldırmışlar acaba? Kaldırdılarsa niye Balyoz ve şikedeki insanları dahil etmiyorlar? Bu mahkemeler iyiyse devam etselerdi öyleyse. Kötüyse niye kurdun? Yanlış olduğunu anladın, kaldırdın. Bu mahkemenin kaldırılma gerekçesine baktığında, söz konusu mahkemelerin kişi hak ve hürriyetlerini kısıtlamasını gösteriyor. Bu nedenle kaldırıldığını yazıyor kanunun gerekçesinde."

‘NEDEN SADECE 17 ARALIK VE SONRASI’

“Şimdi suç örgütünden dinleme kalkmışken şikeden hiçbir dinleme kararı da olmadan bu insanları ortalığa atıyorsun, bir yıl teknik takip yapıyorsun. Bir şike iddiasında bir kez bile olsa suçüstü yapılmaz mı? Yapılan yargılama sınıfta kalmıştır. Kabak bu insanların başına patlamıştır. Siz bu mahkemeleri kaldırıyorsanız bundan neden sadece 17 Aralık ve sonrası yararlanıyor? O zaman nerede eşitlik, nerede adalet? Bu insanları cezaevine koymanız toplum vicdanını rahatlatacak mı?”

‘TELEFON KONUŞMALARINA DELİL DİYE TAPTIK’

“Bu yargılamanın yenilenmesi gerekir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yanlış kararları aklamaya çalıştı. Bu devletçi anlayıştır. Yani devlet hata yapsa da biz devletin hatalarını nasıl aklarız. Niye? Aman rutin bozulmasın. Bizim feryadımız şu: Hukuk devleti olduğunu iddia ediyorsan beni şike suçundan ağır ceza mahkemesinde yargılayamazsın. Bu yargılama usule uygun, vicdanları rahatlatacak esaslara uygun yapılmadı. Suçüstü var mı, somut delil var mı? Telefon tapeleri ile donatılmış bir iddianame olur mu? Bir yılı aşkındır takip ettim diyorsun, yakalasana birini kolundan. Telefon konuşmalarına delil diye taptık, kutsadık onları. Delil olmaz. Somut delile ulaşma veya somut delili destekleme vasıtalarıdır onlar. Sanki bir hazine bulmuşlar gibi onu kabul ediyorlar.”