Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Spor Endüstrisi Zirvesi - Futbol Haberleri

        Üniversitenin Sütlüce yerleşkesinde düzenlenen zirvenin ilk bölümünde, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Genel Sekreteri Emre Alkin, İngiltere Premier Ligi Genel Sekreteri Nic Coward ve Aktif Bank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Önder Halisdemir konuşmacı olarak kürsüye çıktı.

        TFF Genel Sekreteri Alkin, FIFA Başkanı Sepp Blatter'in, "Futbol, sonunu bilemediğiniz sinema ve tiyatrodan farklı, çok özel bir spor" sözüyle başladığı konuşmasında, Türk futbolunun Avrupa'nın altıncı büyük ekonomisine dönüştüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

        "Futbol harika bir sektör. Acıları, dertleri, sevinçleri ve heyecanları var. Türk futbolu ekonomik anlamda da son derece hızla büyüdü ve Avrupa'nın altıncı büyük ekonomisine dönüştü. Bir yıl içerisinde 87 bin 400 maç idare ediliyor. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Avrupa'daki birçok federasyonun önünde. Avrupa çapında futbolu idare ettiğimizi söylersek yanlış olmaz. 127 profesyonel, 4 bin 300 amatör kulüp maç yapıyor, işte biz böylesine büyük bir grubu idare ediyoruz. Futbolu, statü ve talimatlara göre yönetiyoruz, en üst kurulumuz genel kurulumuzdur. Aksilik olduğu zaman hemen yönetim kurulumuz göz önüne geliyor ama yönetim kurulu, genel kurulumuzun aldığı kararları uygulayarak işini yapıyor."

        "GALATASARAY VE FENERBAHÇE EN ZENGİN KULÜPLER ARASINDA"

        Galatasaray ve Fenerbahçe'nin, Avrupa'nın en zengin kulüpleri arasında yer almasının son derece kayda değer olduğunu vurgulayan Emre Alkin, şu ifadeleri kullandı:

        "En varlıklı kulüpler arasında Galatasaray 16. sırada, Fenerbahçe ise 18. sırada yer alıyor. Bu takımlarımız para liginde, Benfica, Ajax, Atletico Madrid gibi kulüpleri gelir bakımından geride bıraktı. Türk futbolunun nereden nereye geldiğini hep birlikte görüyoruz. Galatasaray ve Fenerbahçe, 150 milyon avroyu aşkın gelirleriyle çok önemli bir noktada bulunuyor."

        ELEKTRONİK BİLET KONUSU

        Eleştiri konusu olan elektronik bilet (e-bilet) konusunda ilginç bir benzetme yapan Alkin, "Her yapılan uygulama yeni bir ayakkabı gibidir, ayağı sıkar ama zamanla düzelir. Yeni elektronik bilet konusu da işte böyle bir durum. Artık maça gittiğinizde yerinize başkası oturamayacak, taraftarlar sağ salim maça gelip, sağ salim evlerine dönecek" diye konuştu.

        Türkiye'de transfer geliri elde etme bakımından büyük bir parasal uçurum olduğunu da dile getiren TFF Genel Sekreteri, şunları kaydetti:

        "Para harcamadan kulübümüzü sevemeyiz. Sevmek ile taraftar olmak başka bir şey. Kuru kuruya sevgi olmaz, takımlarımız için para harcamalıyız. Türkiye'de transfer geliri elde etme bakımından eksi 53 milyon avroluk bir açık var. Süper Lig kulüpleri, transfer harcamalarını 41 milyon avro seviyesinin altına çekecek, bizim beklentimiz bu. Yayın gelirleri de çok önemli, yayıncı kuruluş geliri olmasa kulüpler hayatlarına devam edemeyecek hale gelebilir. Başka ülkelerin örneklerini kendi ülkemizle kıyaslamak çok doğru değil. Örneğin, dünyada hiçbir derbi Fenerbahçe-Galatasaray derbisine benzemez. Bu maç, iki farklı yaklaşımın çarpışmasıdır. İşin doğrusunu bir tek Avrupa bilmiyor, biz de iyi şeyler yapabiliriz."

        COWARD: "İLLEGAL BAHİSÇİLİĞİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ"

        İngiltere Premier Ligi Genel Sekreteri Coward ise yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin hızlı ve istikrarlı büyümesine dikkati çekti.

        İlk kez 2009 yılında geldiği Türkiye'nin her alanda ilerleme kaydettiğini vurgulayan Coward, sporun ve futbolun yaratıcı ekonomi olması gerektiğini ifade etti.

        İngiltere Premier Ligi'nin son 25 yılda çok fazla değişmediğini anlatan genel sekreter Coward, şu ifadeleri kullandı:

        "Bizim ligimizde oynanan futbol, takımlar, hatta çoğu stat bile aynı. Sadece transfer harcamalarından bütçeye kadar her şey organizasyonel bir planlama dahilinde yapılıyor. Futbolda yayın gelirleri ve bahis faktörü de gelir elde etme adına çok önemli iki kalem. İllegal bahisçiliğin önüne geçilmeli. Biz İngiltere'de, ekonominin yaratıcı tarafını oluşturuyoruz. Bu model, markamızın gelişmesinde büyük rol oynuyor."

        HALİSDEMİR'İN GÖRÜŞLERİ

        Aktif Bank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Önder Halisdemir ise elektronik bilet uygulamasının yürütücü ayağı olarak, Türk futbolunun daha fazla seyirci tarafından izlenmesi gerektiğine inandığını söyledi.

        Halisdemir, "Futbolda, liglerimizin değerini artıran en önemli unsur taraftar ilgisi. Liglerimizde maç günü gelirleri, seyirci sayılarıyla orantılı artmıyor. Bu ilişki gerçekten çok önemli. Artık yakınlarımızı maça götürürken imtina ediyoruz. Çok büyük statlarımız yok. 60 bin kişilik statları 2-3 maç harici dolduramıyorsak bu bir sorun. Stada sadece rekabet izlemeye gitmiyoruz, 4-5 saatimizi iyi şekilde değerlendirmeye ve bir şov izlemeye gidiyoruz. Biz de banka olarak futbolun yeni nesillerle sağlıklı bir şekilde buluşmasını sağlamak için bir nebze de olsa katkı sağlamak istedik" şeklinde konuştu.

        GÜNDEM E-BİLET

        İstanbul Ticaret Üniversitesi Spor Endüstrisi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Türkiye Spor Endüstrisi Zirvesi, elektronik bilet (e-bilet) uygulaması ve elektronik biletin endüstriye katkısı konusunun tartışıldığı ikinci bölümle devam etti.

        ASSET AŞ Genel Müdürü Özgür Gündoğan, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Elektronik Bilet Koordinatörü Kemal Hacıoğlu, E-kent (biletleme) Genel Müdürü Nabi Temuçin'i vekaleten Murat Duman ve spor yorumcusu Erman Toroğlu, bu bölümün konuşmacıları arasında yer aldı.

        Kemal Hacıoğlu, bu uygulamanın kanuni bir yaptırım olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:

        "Bu uygulamayı gerektiren kanun 14 Nisan 2014'te yürürlüğe girdi. Beşiktaş-Fenerbahçe derbisine denk gelmesi bir fikstür azizliği. Kanuni zorunluluk sebebiyle derbi öncesine denk geldi. 6222 sayılı kanunda, kullanım zorunluluğu ile ilgili bir bölüm var. E-bilet, birdenbire hayatımıza girmedi, 2011 yılında çıkan yasayla hayatımıza girdi. 'Nasılsa uygulanmaz' diye bakıldı ama kanunlar uygulanmak için vardır. Yürürlük tarihi 2 kez ertelendi ama nihayet hayata geçirildi. Türkiye Futbol Federasyonu, amir kurum olarak gereken her türlü hazırlığı yaptı. Geçen pazartesi, Elazığspor-Gaziantepspor maçında ilk uygulama yapıldı ve derbi maçla devam edecek. Kulüplerimiz sisteme ancak dahil olabildiler, yoksa daha önce de uygulamaya başlayabilirdik."

        "BU SİSTEM, KABA KUVVETE GETİRİLEN BİR KISITLAMADIR"

        Sistemi uygulamayan kulüplerin ciddi para cezalarıyla karşı karşıya geleceklerini de belirten Hacıoğlu, şöyle devam etti:

        "Bu işin parasal ceza kısmı var. Süper Lig kulüpleri için maç başı 100 bin liralık bir yaptırım var. Ayrıca İl Spor Güvenlik Kurulu, müsabakanın oynanmasına izin vermeyebilir. Bu bir kanundur ve zorunluluktur, kimse, 'ceza öderim, uygulama yapmam' diyemez. Bu uygulama taraftarlar için bir kısıtlama değildir. Altını çizmekte fayda görüyorum, bu sistem, kaba kuvvete getirilen bir kısıtlamadır. Arjantin ve Brezilya'da parmak izi sistemi var. Polonya ve İtalya'da da benzer örnekler mevcut. Taraftarlar veri tabanına kaydediliyor."

        Kart bedellerinin kendileri açısından çok cazip olduğunu da ifade eden Hacıoğlu, "Passolig'in 50 milyon dolarlık bir altyapı maliyeti var. 150 milyon liralık da bir gelir garantisi bulunuyor. Kart bedelleri bizce çok cazip, çeşitli promosyonlarla birlikte satışa sunuluyor, çeşitli kampanyalar var. Yüzde 100 mükemmel bir sistem olmayabilir, uygulama zorlukları yaşanacaktır ve mutlaka bazı değişiklikler yapılacaktır. Yabancı uyruklu vatandaşlar, pasaport numarası ile kart alacaklar, bu da ayrıca bir zorunluluk" diye konuştu.

        "KİŞİSEL BİLGİLER TAMAMEN GÜVENCE ALTINDA"

        E-kent (biletleme) Genel Müdürü Nabi Temuçin'i vekaleten panele katılan Murat Duman ise passolig uygulamasının teknik altyapısıyla ilgili bilgilendirmede bulundu. Kişisel bilgilerin güvence altında olduğunu belirten Duman, "Stadyumlara 3 bine yakın kamera kuruldu. Bütün stadyumlarda ayrıca fiber optik altyapılar olacak ve TFF ile bilgiler paylaşılabilecek. Girişe izin verecek turnike sistemi kurulumları da tamamlandı. 10 yıl süreyle bakım ve desteğini de biz yapacağız. Kartlar 3 farklı kategoride oluşturuldu. Kişisel bilgiler tamamen güvence altında. Taraftarlar aynı kartı ulaşımda da kullanabilecekler" ifadelerini kullandı.

        ASSET AŞ Genel Müdürü Özgür Gündoğan da elektronik biletin Türk sporunun kanayan yarasına derman olacağını kaydetti. Şiddetin, spor seyircisini stadyumlardan uzaklaştırdığının altını çizen Gündoğan, "Stada gitmek, bir futbolsever için Nirvana'ya ulaşmaktır ama aileler sporda şiddet yüzünden maça gidemiyor. Bu temel bir haktır, maça gidemeyen insanların özgürlük hakları elinden gidiyor. Passolig Kart, sizin stattaki koltuğunuzda oturma hakkınızdır, özgürlüğünüzdür" diye konuştu.

        "DÜNYADA İLK KEZ BU KADAR YAYGIN BİR KULLANIM OLACAK"

        Yeni sistemin, taraftarların konfor ve güvenliğini sağlaması dışında kulüplerin bütçelerine de ciddi katkı yapacağını anlatan Gündoğan, konuşmasını şu ifadelerle noktaladı:

        "Şu an kombine ve normal bilet alırken de şahsi bilgilerinizi veriyorsunuz. E-bilete 'hayır' diyenler, şiddete 'evet' mi diyor? Bu çalışma ayrıca, kulüplere ekstra gelir getirme amacı da taşıyor. Bu sistem tamamen konfor ve güvenlik içindir, fişlenmek için değildir. Basit bir kısa mesajla arkadaşınıza biletinizi gönderebileceksiniz. Stadyumları kontrol edilebilir hale getiriyoruz. Dünyada ilk kez bu kadar yaygın bir kullanım olacak. Kartlar üzerinde koltuk numarası yok. Bana bir koltuk tanımlandıktan sonra cep telefonuma bir mesaj gelecek. Ayrıca kimlik numaramı, statlardaki destek noktalarına vererek, hangi koltuğun bana ait olduğunu da öğrenebilirim. Sponsorların koltukları ise daha önceden kendilerine bildirilecek. Passolig Kartı olmayan sponsorlar ise kart almaya teşvik edilecek."

        MARKA MOTİVASYONU

        Zirvenin 3. oturumunda ilk bölüm marka motivasyonu konusuna ayrıldı.

        Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Medya Direktörü Esat Yılmaer'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda, Avea Kurumsal İletişim Direktörü Füsun Feridun, Turkcell Kurumsal Sosyal Sorumluluklar, Sponsorluklar ve STK İlişkileri Direktörü Zeynep Özbil ve Coca-Cola Türkiye Sponsorluk Müdürü Nazlı Çağlayan konuşmacı olarak sahnede yer aldı.

        Füsun Feridun, dört büyük kulübe aynı anda sponsorluk yapmış dünyadaki tek kurum olduklarını söyledi. Feridun, Avea'nın futbol ve spora neden bu denli destek verdiğini şu sözlerle açıkladı:

        "Avea 12 yıldır futbolla iç içe. Ülkemizde kulüplerimizle yaptığımız çalışmaların yanı sıra İspanyol Barcelona Kulübü'nün Türkiye'deki iletişim partneriyiz ve NBA ile ortaklığımız devam ediyor. Spor, aslında Avea'nın DNA'sında var. Bugün 15 milyon müşterimiz var ve çoğu gençlerden oluşuyor. Farklı profillerdeki müşterilerimizin kalbinde olmayı hedefliyoruz, onlarla duygusal bir bağ da kurabilmeyi arzuluyoruz. İyimseriz, heyecanlıyız ve meydan okuyan bir markayız. Spor kulüpleriyle işbirliği yapıyor olmamız kaçınılmaz, çünkü spor, tüm dünyada en birleştirici etkinliktir."

        İspanyol devi Barcelona ve Amerikan Ulusal Basketbol Ligi (NBA) ile yaptıkları çalışmalara da değinen Füsun Feridun, konuşmasına şöyle devam etti:

        "Türkiye'den Messiler yetiştirmek amacıyla yola çıktık. Türkiye'de de yetenek avcılığına başladık ve seçtiğimiz 18 çocuğu İspanya'ya götürdük. Barcelona'nın altyapı hocalarıyla antrenman yapma fırsatı buldular. Ülkemizin dört bir yanından çocukları seçtik. Türkiye'de 5 kamp kurduk, 500 çocuğumuzu eğittik ayrıca 5 bin çocuğumuz seçmelerden geçirildi. Barcelona'ya giden çocuklarımızın 12'si, Türk Milli Futbol Takımlarının çeşitli yaş kategorilerinde yer alıyor. Türkiye'de, futbolda bir Barcelona modeli oluşturduğumuzu düşünüyoruz. NBA'in resmi internet sitesini Türkçe yaptık ve yine Barcelona Kulübü ile yaptığımız gibi kamplar düzenledik."

        Turkcell Kurumsal Sosyal Sorumluluklar, Sponsorluklar ve STK İlişkileri Direktörü Zeynep Özbil ise spora, sosyal sorumluluk ekseninde destek verdiklerini anlattı.

        Özbil, "Dört büyüklerin yanında, Anadolu kulüplerinden de bir büyük çıkarma yolunu benimsedik. Şirket olarak bir farklılık yaratabilir miyiz diyerek, Anadolu kulüpleriyle yakınlaştık. Verdiğimiz desteğin 5. yılında, Bursaspor şampiyon oldu ve amacımıza ulaştık. Enerjimizi sadece futbol ve basketbolla değil bireysel sporlarla da buluşturduk. 2020 Olimpiyat Oyunları'na giden yolda çalışmalar yapıyoruz. Yüzme ve atletizm gibi branşlarda etkin olmaya çalışıyoruz. En büyük isteğimiz ise teknolojimizi sporun hizmetine sunmak" diye konuştu.

        Coca-Cola Türkiye Sponsorluk Müdürü Nazlı Çağlayan da 1928'den beri olimpiyatların sponsoru olduklarını vurgulayarak, "Ayrıca FIFA'ya verdiğimiz destek de devam ediyor. FIFA'nın bilinirliğini artırmak adına Dünya Kupası'nı ülkelere götürdük. Partnerlerimizle birlikte projeler geliştirmeye devam ediyoruz. Örneğin uçurtma sörfü sporu, verdiğimiz destekle popülaritesini artırdı. Ülkemizde, Burn Dünya Uçurtma Sörfü Şampiyonası'nı düzenledik ve yaklaşık 40 bin kişi tarafından takip edildi. Sporlara ve sporculara her alanda destek vermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ