Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Alp Yalman, Meriç Müldür, röportaj, habertürk, galatasaray, mali kongre, ünal aysal, mancini - Galatasaray Haberleri
        1

        ÖZEL RÖPORTAJ - Meriç MÜLDÜR / HT SPOR
        G.Saray ligde bu sezon sportif anlamda başarıyı yakalayamazken, kulübün mali durumu da soru işaretleri ile dolu. Gelirlerde büyük artış yaşanmasına rağmen borçlar azalmıyor, aksine artıyor. Muhalefet borcun 1 milyar TL’yi geçtiği iddiasında. Yönetim ise çok daha az rakamları telaffuz ediyor. Biz de büyük önem taşıyan pazar günkü mali genel kurul öncesi efsane başkanlarla G.Saray’ı konuştuk.

        2

        Biz sorduk; Alp Yalman, Faruk Süren, Mehmet Cansun, Adnan Polat yanıtladı. G.Saray gerçekten de borç batağında mı ? Miras bitti mi ? “Genel Kurul ne derse o” diyen Aysal, seçime gitmeli mi? Riva satılacak mı? Yönetim ibra edilirmi? Aysal kongre gündemine af maddesini ibra edilmeyeceği korkusuyla mı koydu? Adnan Polat’a yapılanlar Aysal’a da yapılır mı? Polat iade-i itibar için ne diyor? Geleceği nasıl görüyorlar? Çözümleri, önerileri neler? Uzatmayalım, başlayalım...

        3

        - Sportif sonuçların yanı sıra yönetim mali açıdan yoğun şekilde eleştiriliyor. Çok yüksek gelirlere rağmen artan borçlar sorgulanıyor. 1 milyar 150 milyon lira borçtan bahsediliyor. Tablo bu kadar ürkütücü mü?
        “Onlar müspet hesap. Hepsi raporlarda var. Yazılı çizili onlar ve bahsedilecek bir şey de değil. Gördüğüm kadarıyla G.Saray’ın mali durumu o kadar da endişe verecek boyutta değil. Uzun senelerden beri borç sıkıntısı çekiliyor. Ama raporlardan da görüyorum ki Ünal Aysal’ın söylediği gibi borçlarda bir azalma var. Benim endişem yok.”

        4

        ‘RİVA YETKİSİ NİYE VERİLMESİN Kİ!’

        -Yönetim bu kongrede Riva ve bazı gayrimenkullerin satışı için yeniden yetki isteyecek. Buna siz nasıl bakıyorsunuz?
        “Bunlar normal şeyler.”

        5

        -Sizce üyeler Riva için yönetime satış yetkisi verir mi?
        “Niye vermesin ki? Zaten G.Saray’ın o kadar borcu bulunmasaydı Riva’yı satma planı yapmazdı. Borçların yapılandırılabilmesi, hafifletilebilmesi için lazımsa bunun da yapılıyor olması lazım. Bunun Ünal Aysal ile de alakası yok. Herhangi birisi de olsa o yetki verilebilir.”

        6

        -Kongre satış yetkisi vermezse başkanın seçim kararı alacağı konuşuluyor. Sizce seçime gidilmeli mi?
        “Bir defa Galatasaray’da seçim lafını hiç düşünmüyor olmak lazım. Böyle bir ortam olduğu kanaatinde değilim. Öyle kaotik bir ortam yok. Başkan geçmiş iki sene içinde hem sportif olarak hem bireysel olarak kötü bir performans göstermedi. İki sene şampiyon oldu. Bu sene uzak ama şampiyon olunmadı diye kongreye gidildiğini ben duymadım. G.Saray’ı plan ve projeleri doğrultusunda idare etmek için geldi. Genel kurul da seçtiği başkanın arkasında durmayı bilecek.”

        7

        İnan Kıraç Bey yeni bir aday işaret eder mi?
        “Hiç beklemiyorum.”

        8

        AYSAL ACEMİ DEĞİL
        -Galatasaray’daki sürekli bir gündem maddesi de kurumsallık, profesyonel kadrolar. Birçok isim yüksek maaşlarla alındı, bir bölümü ile kısa sürede yollar ayrıldı ve yüklü tazminatlar ödendi. Doğru adımlar atılıyor mu?

        “Bu alınacak neticelerle ortaya çıkacak bir şey. Bir yerde profesyonel çalıştırıyorsanız hatta herhangi bir insan bir işi üstüne alıyorsa o işin iyi olup olmadığı, sonuçlarıyla tespit edilebilir. Profesyonel sayısı az mıdır, fazla mıdır bunu dışarıdan bakarak söylemek doğru değil. Gönderdilerse nedenleri vardır. Ne Ünal Aysal ne de arkadaşları iş dünyasının acemileri değil. Hiçbiri havaya para saçma niyetindeki insanlar değil. Onların da ekspertiz alanları, ciddi bilgileri, deneyimleri var. Eğer bir şeyler yapılıyorsa nedenleri vardır.”

        9

        ÇELME ATIP DA ‘BAK DÜŞTÜ’ DEMEK HOŞ DEĞİL
        -Aysal’ın devam etse bile ekibini güçlendirmesi gerektiği konuşuluyor. Yönetimi zayıf mı?

        “Hayır, öyle düşünmüyorum. Kim o koltukta oturuyorsa bana göre her G.Saraylı’nın görevi onun yanında olmaktır. Kişiler, doğru bildiğini söyleyebiliyorsa söylemeli. Ama bu, başkanın ve ekibinin çalışmasına sekte vurmak manasında olmamalı. Bizim görevimiz, kimi seçtiysek onun yanında durmak. Her adımında çelme atıp da ‘Bak düştü’ demek iyi bir şey değil.”

        10

        Bazı yöneticiler kalsaydı, G.Saray daha başarılı olabilir miydi?
        “Hiç kimse öbüründen daha az G.Saraylı değil. Onların da bir nedeni vardır.”

        11

        TERİM’İN AYRILIŞI DEĞİL, AYRILIŞ NEDENLERİ ÖNEMLİ
        -Fatih Terim ile yollar ayrılmasaydı durum daha farklı olur muydu?
        “O spekülasyon olur. Bu doğru bir bakış açısı değil. Fatih’in gitmesi değil, Fatih’in gidiyor olmasının nedenleri önemli. Eğer ortada bir takım nedenler olmasaydı gitmezdi.”

        12

        -Böylesine radikal bir kararı almakta yönetimi haklı görüyorsunuz sanırım...
        “Yönetim haklı veya haksız demiyorum ama Fatih’in artık çalışmıyor olmasının bir nedeni olması lazım. Fatih’in G.Saray’da neden devam etmek istemediğini veya devam ediyor olmasını neden istemediklerini bilmiyorum.”

        13

        -Mancini’yi başarılı buluyor musunuz? Kalmalı mı?
        “İnşallah gelecek sene başarılı bulacağım. Kalmalı, öyle zırt pırt antrenör değiştirmek doğru değil.”

        14

        -Son dakika değişiklikleri, deplasmanda 1 puan da iyidir mantığı eleştiriliyor. Terim hücumu ön planda tutarken, Mancini önce savunma diyor...
        “İtalyan hoca, G.Saray’ı da Türkiye’yi de daha tam öğrenmiş değil. Gelecek sene de durmalı. Muhakkak başarılı olacağına inanıyorum, ümit ediyorum. Fatih buradan yetişmiş, Galatasaray’ın içinden gelmiş, düşünce tarzını iyi bilen, G.Saray hisleri kendisinde hakim olan biri. Onun yoğurt yiyişi değişik, Mancini’nin değişik.”

        15

        ‘YENİLER İÇİN SABIR ŞART’
        -Devre arasında gelen 9 oyuncudan sadece Alex Telles oynuyor. Yüksek paralar ödendi. Eleştiriler de var. Bu hamleyi mantıklı buluyor musunuz?

        “Alınan futbolcuların büyük kısmı zaten genç oyuncular. Herhalde o sırada transfer durumları müsait olup alınması gerekli oyunculardı. Elbette yeni bir oyuncunun takıma adapte olması vakit alabilir. Yeni antrenör, yeni ekip... İçlerinde gelecek vadeden isimler var. Ama 9 tane almak gerekir miydi, bilemem. Bu kararı verenler düşünmüştür. Alınmalı mıydı, alınmamalı mıydı eleştirileri için biraz sabırlı olmak lazım.”

        16

        -İddia o ki; yeni sezona yönelik transfer yasağı geleceği endişesiyle bu isimler alındı...
        “Zannetmiyorum, öyle şey olmaz. Bu oyuncular gelecek senelerde kullanılması düşünülen genç, kabiliyetli çocuklar. Transfer yaşayan bir ortam.”

        17

        VIP’TE KAVGA HOŞ DEĞİL
        -Chelsea maçında yöneticiler arasında tatsızlıklar yaşandı. VIP tribününde kim oturacak kavgası pek alışık olduğumuz manzaralar değil. Siz bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?
        “Hiç normal bulmuyorum, hiç hoş karşılamıyorum. İdareci insanın kendi hislerine de hakim olabiliyor olması lazım. Onlar herhalde Galatasaraylılık’tan doğan, aşırı sevgiden doğan ölçüsüz bir üzüntüye kapıldı.”

        18

        MENFAAT BEKLENEMEZ
        -Sermaye artışı da çok eleştiri konusu oldu. Küçük yatırımcının zarar gördüğü ifade edildi...

        “Yanlış bir şey yapılmadı. Sermaye artışı yaparak kulübün mali durumunu düzeltiyor olması lazım. G.Saray’a yatırım yapmış birisi varsa o da katkısını böyle gösterecek. Galatasaray’dan para kazanmak için değil, kulübe katkısı olsun diye yatırım yapıyor olması lazım. Galatasaray bir sanayi şirketi değil ki insanlar menfaat bekleyerek bu yatırımı yapsın.”

        19

        'TARİHİ BİR AYIPTI'
        -Bu hafta sonunda mali kongre var. Adnan Polat mali yönden değil ama idari açıdan ibra edilmemiş ve o kongrede çok tatsız olaylar yaşanmıştı. Yine böyle bir ortam yaşanabilir mi?

        “Hayır, tatsız olay yaşanmaz. Adnan’ın mali bakımdan ibra edilmemiş bir durumu yok. Adnan benim gözümde ibra edilmiş bir heyetin başındaydı. Ben G.Saray’da yeniden öyle bir ortamın yaratılacağını hem beklemiyorum hem de hiç ümit etmiyorum. Orada yaşananlar bana göre G.Saray tarihi için bir ayıp. G.Saray’ın ismine yakışmayan, kulüple bağdaşmayan bir kongre şekliydi.”

        20

        ‘POLAT’IN KAYBEDİLMİŞ BİR İTİBARI YOK’
        -Güzel bir noktaya değindiniz. İade-i itibar konusu iki yıldır gündemde. Adnan Polat, ‘Benim iade-i itibara ihtiyacım yok’ diyor. Yargıtay da Polat’ı haklı buldu. Bu tatsızlık nasıl giderilebilir?
        “Şimdi burada Adnan’ın kaybedilmiş bir itibarı yok ki onu iade etsinler. Ama G.Saray kongresi alışmadığım davranışıyla kendi kongre ağırlığından bir şeyler kaybetti. Onun için bu kongrede muhakkak ki kendi ağırlığı olduğunu gösterecektir. Galatasaray kendi seviyesine, daha doğrusu örflerine uygun olmayan bir kongre yaşadığı için kişilerin birbirlerinin yüzlerine bakıp işi daha düzgün kongre yapmaya götürmeleri, birbirlerinden o desteği bulmaları lazım.”

        21

        'TARAFTAR OLMAK, ÜYE OLMAYI GEREKTİRMEZ'
        -Galatasaray 25 milyon taraftarı olan bir kulüp. Ama liseliler ayrıcalıklı. Kulübe hem çok daha ucuza hem de hemen üye olabiliyorlar. Bu çifte standart değil mi? Tüzükte değişikliğe gidilmeli mi?

        "Bence gidilmemeli. Bir kulüp; kapalı bir yerdir, herkese açık bir yer değildir. Taraftar olmak kulübe üye olmayı gerektiren bir sebep değil. Tabii ki taraftarımız çok olsun. 25 milyon değil 30, 40, 100 milyon olsun. Ama milyonlarca taraftarı olan bir yerde milyonlarca kulüp üyesi olup da ondan sonra oradan kaotik bir şey çıkmıyor olmasının imkanı var mı? Kulüpçülük demek; o bünyedeki insanların en azından göz aşinalığının olması demek. İnsanların birbirini gördüğü zaman kim kimin ne olduğunu biliyor, tanıyor, gerektiğinde yardıma gidiyor olması lazım. Yoksa kulüp olmazsın."

        22

        'F.BAHÇE’SİZ G.SARAYLILIĞIN KEYFİ YOK'
        -F.Bahçe ile G.Saray’ın arasında hiçbir dönemde dostluk ortamı yaratılamıyor. Sizin döneminizde ilişkiler nasıldı? Bugün niye iyi değil?
        “Çok iyiydi... Bilmem, belki devir de biraz değişti. İnsanlar dostluk elini uzatmakta galiba biraz daha çekingen davranıyor. Halbuki bana göre Fenerbahçe, Beşiktaş olmadan ya da diğer takımlar olmadan G.Saraylı olmanın bir keyfi yok. Kulüpler bir araya gelip eğer varsa problemleri birbirlerinin yüzüne söylemeli. Ondan sonra da el sıkışıp işlerine bakmalı.”

        23

        'KARIŞTIRIRSAK SONU İYİ OLMAZ'
        -Benim sorularım bitti. Sizin eklemek istedikleriniz var mı?
        “G.Saray’ı eğer biraz daha karıştırmaya kalkarsak sonu iyi olmaz. Şimdi ihtiyaç olan şey sükunet, inanç. G.Saraylılar’ın birbirine göz, el, omuz desteğini veriyor olması lazım. Yoksa bundan sonra her gelenin karşısında başka birisi olacak. Bu durum bir kulüp için yaşama tarzı değil. G.Saray başarısız demek de doğru değil. Çünkü o zaman F.Bahçe’nin başarısını küçümsemiş olursunuz.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ