"Umutlu olunacak bir şey yok"

Fenerbahçe - Bate

HTSPOR

SERGEN YALÇIN

FUTBOLU BIRAK TURA BAK

Fenerbahçe, zorlandığı gecede turu geçmesini bildi. Dün gece için tur atlamak çok önemliydi. Fenerbahçeli oyuncular ağır maç temposunda bunu da başardı. Tabii seyircinin olmaması, müsabakanın heyecanını ve zevkini çok minimuma düşürdü. Bu şartlarda oynamak konsantre olmak oyuncular için gerçekten zor. Ancak rakibin erken 10 kişi kalması Fenerbahçe’nin büyük avantajına oldu. Özellikle ilk yarının sonunda gelen gol adeta turu perçinledi. Bundan sonra Fenerbahçe Cristian ve Kuyt ile net fırsatları cömertçe harcadı. Kolay geçecek müsabakayı oyuncular zora soktu. Ben sergilenen futbolu açıkcası çok fazla beğenmedim. Ancak burada önemli olan neticeye gitmektir. Futbola baktığımız zaman ilk maçtaki istek ve arzu yoktu. Bunu da Fenerbahçe’nin arka arkaya maçlar oynamasına ve futbolcuların yorgunluğuna bağlayabiliriz.

Geceye dair dikkat çeken unsur Fenerbahçeli defans oyuncularının başarısıydı. Beklenti içinde olduğumuz oyuncular ise hayal kırıklığı yarattı. Mesela Webo ve Sow. Özellikle Webo ileride top tutup savunmayı rahatlatıyordu ancak dün tüm topları neredeyse ezdi. Sow da kanatta olduğu için penaltı yaptırması dışında etkin görünmedi. Buna rağmen pozisyonlar buldu ama basit vurup gol yapmak yerine zoru tercih eden bir görüntü sergiledi. Sow’un kanadı maç boyunca hiç işlemedi desek yeridir. İlk yarıda Gökhan Gönül ve Kuyt’ın olduğu kanat daha etkin ve rakibi zorlayan bir görüntü içindeydi. Kuyt eğer bulduğu çok net iki fırsatı değerlendirse Fenerbahçe için son dakikalar bu kadar sıkıntılı geçmeyebilirdi. Bu tür maçlarda Cristian tarzı oyuncular çok önemlidir. O da bu özelliğini zaman zaman gösterdi. Geriden geldiği zaman çok etkili oluyordu ve öyle de oldu. 1-2 önemli pozisyonu kaçırsa da pozisyona girmek de hem takımının motivasyonun artması hem de rakibin direncinin kırılması anlamında önemlidir.

Salih ise oyunda kaldığı süre içerisinde fena bir performans sergilemedi. Bu kadar genç isimler için Avrupa Kupası maçları genelde zordur ama yavaş yavaş alışacak tecrübe kazanacaktır. Seyir zevkinin düşük olmasında etkenlerden birisi de iki takımın orta alandaki mücadelesiydi. İki takım da birbirini bozdu. Çünkü orta bölgedeki oyuncular çok koşan ve mücadeleci bir oyun sergiledi. Sonuç olarak kazanmak ve tur atlamak önemliydi, Fenerbahçe de bunu başardı. Tebrik etmek gerek.

SERDAR ALİ ÇELİKLER

BU TAKIM UEFA'YI ALABİLİR Mİ?

BATE BORİSOV gibi bir takıma

· 2 maçta toplamda sadece 3 net gol pozisyonu bulabilen;

· Dün net 2 gol pozisyonu veren;

· 10 kişi kalmış Bate takımına pas üstünlüğü dahi sağlayamayan;

· Allah için bir tane çalışılmış organize hücum atağı yapamayan;

· Sow’un bireysel becerileri dışında rakip ceza sahasına akamayan;

· Kuyt ile Sow’a “kanatları değiştirin”den başka ne sistem ne formasyon değiştiren;

· Üst üste 3 pas yapamayan, yetenekli tek bir oyuncusu bulunan ve üstelik 80 dakika 10 kişi oynayan rakibe karşı 60’tan sonra tamamen mahkum olan;

· Böylesine bir rakibe karşı dahi, önlem amaçlı olarak Selçuk Şahin’i oyuna alan; · Kalecisi son dakikalarda oyunu geciktirmekten sarı kart gören;

· Emre olmadı mı hızı 2 vites birden düşen bir takım UEFA Kupası’nı alabilir mi? Soru budur.

Aykut Kocaman diyor ya hani: “Amsterdam’daki finalin bir ayağı biz olabiliriz” diye. Hemen söyleyeyim, bu anlayışıyla imkansız bir hayal bu. Fenerbahçe gene pozisyon üretmekte zorlanıyor; yine rakip kaleye akamıyor. Fenerbahçe yine kontraya çıkamıyor. Birebir kalmışken bile çalım atamayan Kuyt’tan olağanüstü şeyler bekliyor. Pas oyununu bilen bir takım olarak dahi 10 kişilik rakibi pasla bayıltamıyor. 10 kişilik rakibe fizik olarak da üstünlük sağlayamıyor. Ancak ve ancak bireysel beceri ile fark yaratıyor. Ligde artan vitesin sahibi Emre. UEFA da o da olmayınca son dakikalar dua ile bitiriliyor.

Üzgünüm; Gerçekler bu. Fenerbahçe mevcut kadrosunun kalitesinin çok altında yönetiliyor. Dünkü maçta tur dışında tebrik edilecek ve umutlu olunacak bir şey yok maalesef. Bir sonraki turda Plzen takımı 2 maçta da eksik kalır diye dua edelim...

ÖNDER ÖZEN

ASLOLAN TURU GEÇMEKTİ

Fenerbahçe 0-0’ın dönüşünde seyircisinden yoksun çıktı Bate Borisov karşısına. İlk yarı için Fenerbahçe’yi biraz temkinli gördük diyebilir miyiz?

Evet ancak doğru olan buydu. Bir gol yemek dönüşü olmayan yola sokabilirdi Fenerbahçe’yi. Sabır gerektiren bir maçtı. Belki az pozisyon izletir ancak bir şekilde skoru alırdı temsilcimiz. Aksi olsa yani rakibi çıkartmadan baskı altına alma düşüncesiyle maça başlansa Bate’nin tam istediği şekle dönebilirdi oyun. Rakip bir gol atsa kalesinin önüne duvar örecek tipte bir takım. Lille ve Bayern Münih tedbirsiz başlangıçlarını cezalandırmış bir rakip var karşıda. Böyle bir takımla oynarken doğru olan budur.

Baga 20.dakikada ikinci sarı kartla atıldıktan sonra nasıl bir Fenerbahçe izledik?

Devre sonunda Baroni’nin penaltı golüne kadar oyun üstünlüğünü almış ancak net gol fırsatı üretmede sıkıntıları olan bir Fenerbahçe izledik. Buna ilk etken Bate takımının disiplinli savunmasıydı. İkincisi ise temsilcimizin genellikle cepheden hücum etmeye çalışmasıydı. Yine de Sow’la bulunan iki net gol fırsatı vardı. Penaltı golü ise tam zamanında geldi. Devre 0-0 bitse ikinci yarı rakibi açmak çok daha zor olabilirdi.

İkinci yarı gereğinden fazla sıkıntılı oldu. Neydi bunun sebebi?

Bate takımı hemen devre başında Rudzik’le net bir gol fırsatı yakaladı. Volkan çok çok önemli bir kurtarışa imza attı. Sonraki 7 dakikada ise temsilcimiz önce Sow sonra Baroni’yle iki gol şansı yakaladı Fenerbahçe. İlkini kaleci kurtardı. İkincisinde Baroni topu üst direğe attı. Bunlardan biri gol olsa Bate Borisov havlu atacak. Olmadı. Sonraki 15 dakika Fenerbahçe’nin kontrolünde geçti. Ancak 65.dakikadan sonra 10 kişilik Bate yaklaşık 12-13 dakika topu temsilcimize vermeden oynadı. Özellikle bu bölümün sıkıntılı olduğunu söylemeliyiz. Yine de rakibe pozisyon verilmemesi önemli. Bir kişi fazla oynamak somut bir avantaj. Pas yaparak, hatta pas ritmini yükselterek rakibi koşturmak, yormak, bıktırmak mümkündü. Olmadı. Bu avantajı kullanamadı Fenerbahçe. Böyle olunca son dakikalara ümitli girdi Bate Borisov. Umut koşturur. Koşan rakip sıkıntı yaratır. Her şeye rağmen gol fırsatı vermeden maçı bitirdi Fenerbahçe. En önemlisi turu geçmekti. Geçildi. Bu seviyede son 16’da olmak kolay değildir.

Maçın oyuncuları?

Önce Volkan ve Mehmet Topal. Oyunda kaldığı sürede Salih ve Sow’da takım ortalamasının üzerine çıkan oyunculardı.

Şimdi rakip Viktoria Plzen. Fenerbahçe’nin şansı nedir?

Bu turdan sonrası biraz da hava işidir. Fenerbahçe o güne kadar ligdeki çıkışını devam ettirirse büyük hava yakalayarak çıkar Plzen’in karşısına. Bence bu turdan ötesini Fenerbahçe daha büyük bir coşku ve daha yüksek bir motivasyonla oynar.