Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fenerbahçe Mahmut Uslu: Sert konuşurum, lay lay lom yapmam - Fenerbahçe Haberleri

        Fenerbahçe Genel Sekreteri ve basın sözcüsü Mahmut Uslu, kulüp dergisine açıklamalarda bulundu.

        İşte Mahmut Uslu röportajından öne çıkan bölümler...

        “SIRITMA” DEMEK KÜFÜR MÜ?

        Trajikomik tabii ki, onlar şunu istiyor, konuşmayın, susun oturun. Bu hale gelmemizi istiyorlar. Biz bu hale gelmeyiz. Ama önemli olan bu değil. Bizim konuşmamızda suç unsuru varsa ceza ver. Bakın geçen sene ben yönetime yeni geldim, adımımı attım, Sivas’ta bir maça gittik. Meşhur 2-1 yenildiğimiz maç. Sivas’ta adam resmen voleybolda smaç yapar gibi topa elle vurdu, penaltımız verilmedi. Diğer ikinci konuda adam bizim stadımızdaki maçta Gökhan Gönül’e faul yaptı, hakem oyunu durdurup faul vereceğine avantaj verdi. Birinci devre tam tersine avantaj vermesi gerekirken vermedi. O hakemin ismini vermeyeceğim. Ben de aşağıda bizim soyunma odasına inerken, solda hakemlerin sağda ise bizim soyunma odamız var. Kimseyi rencide etmek için gelmedik. Biz oraya kendi çocuklarımıza, “Rahat olun, hoca yanlış görmüştür ama bu işleri çözersiniz siz” demek için indik. Fakat hakem gülerek karşımıza çıktı. “Hem penaltıyı vermiyorsun hem de sırıtıyorsun” dedim. 30 gün ceza aldım. “Sırıtma” demek, küfür mü? Hakaret mi? Görmeme ihtimali olmayan penaltıyı vermiyorsun, hem kendisi hem de 5. hakem açısından. Sonunda ne olduğunu bilemem. Bir sene 3-5 ay onu öylesine onu dinlendirdiler falan. Çok da iyi insan olduğunu biliyorum hakemin. Penaltıyı vereceksin, veremiyorsan bir idareci de karşına çıkar takımının hakkını arar. Biz köle miyiz? Köle Isaura mı bizim adımız. Bizim adımız Aziz Yıldırım, Mahmut Uslu.

        SERT KONUŞURUM, LAY LAY LOM YAPMAM

        Geçen Trabzonspor maçından sonraki demecimde “12 tane adam defans yaptı. Buna rağmen yenmemiz gerekirdi, çok gol kaçırdık” dedim ve 45 gün hak mahrumiyeti cezası aldım. Hiçbir hakaret yok. Evet, ben sert konuşurum. Gülerek mi, lay lay lom mu konuşayım. Berabere kalmışım tabii ki sert konuşacağım. Biz bir emek veriyoruz. Kötü oynadığımız da “Kötü oynadık” diyoruz. Gençlerbirliği maçında kötü oynadık. Ama burada hakkınız yeniyor. Galatasaray maçında Allah’tan yendik. Bu ne kadar hatadır, ne kadar ayıp şeylerdir bunlar. Şimdi bunları söylesem gazetede yine ceza verirler. Ama, rakiplerimizden birinin idarecisi maçtan sonra verdiği demeçte şunu söylüyor: “Hakemler bizi doğramaya gelmiş” yani gelecek demiyor, gelmiş diyor. Bu arkadaşa 20 gün ceza. Şimdi bu reva mı? Bu ayıp değil mi? Ben size 2 tane örnek veriyorum. Kardeşim penaltı vermiyorsun bir de sırıtıyorsun. Yaş olarak ondan büyüğüm, “Saygısızlık etme bana” diyorum. Ben de spor adamıyım. Hayatımızın 30-40 senesini antrenörlüğe, sporculuğa vermişiz. Milli takımlarda görev yapmışız, biz de sporcuyuz. Sende bana saygı göstereceksin, en azından sırıtmayacaksın.

        DEMOKRATİK BİR KULÜP OLDUK

        Sorunuza gelirsek, Fenerbahçe Kongre üyeliğini ne kadar çok tabana yayabilirsek o kadar güçlü olacağımızı anladık. Bu proje 8-9 sene evvel ben yönetimdeyken konuşuluyordu. Bugün çıkmadı. 2000 TL olmasının nedeni de buydu. Yani insanların ekonomik gücü yok. Bugün çok insan işsiz. Türkiye’de çok problemler var. Problemsiz bir gün yaşamıyoruz. Dolayısı ile Kulüp üyeliğini 5’te 1’e indirelim, demokratik bir kulüp olduğumuzu da ispat edelim istedik. Normal nasıl delegasyon sistemi var. Onlar kendi aralarında yönetim kurullarını seçsinler, bu yönetim kuruluna girenler seçme ve seçilme haklarına sahip olsunlar istedik.

        TOPARLANMAYI AZİZ YILDIRIM YAPTI

        Bunu da başlatan Aziz Yıldırım’dır. Başkanımız bu kulübü derleyen toplayan bir insandır. Tabiî ki daha evvelki başkanlarımız, rahmetli olanlar, şu anda sağ olanlar, hepsinden Allah razı olsun. Çok emek vermişlerdir, çok önemli işler yapmışlardır. Ama Aziz Yıldırım bütün bu yapılanların üzerine çok çok önemli katkılar sağlamış ve toparlamıştır. Yalnız tesisleşmeden bahsediliyor. Yalnız tesisleşme değil. Gerçekleştirdiği birlik ve beraberlik sayesinde camiamız Hedef 1Milyon Üye Projesi’ne müsaade etmiştir. Şu anda bütün kongre üyeleri, divan kongre üyeleri, % 99’u bu projeyi destekliyor. Çünkü insanlar anlamışlardır ki; Tabanda ne kadar çok bütünleşme sağlanırsa, o kadar güçlü oluruz. Önce manevi ve maddi olarak güçlü oluruz. Sportif başarılar ondan sonraki gelişmeler.

        3 TEMMUZ NELER KAYBETTİRDİ?

        Bizim önümüz çok acımasızca kesildi. Ben yönetimde değildim o dönem, dışarıdan bakan gözle çok rahat söylüyorum; çok muazzam bir takım kurulmuştu. Santoslu, Nianglı, Luganolu. Alex’le ilgili problem falan da yoktu. Stoperleri ile, sağ bek ve sol bek bunların hepsi hazır ve çok önemli bir takım oluşmuştu. Aziz Yıldırım bunu başarmıştı. Ondan 2 sene evvel biliyorsunuz Şampiyonlar Ligi’nde ilk 8’e girmiş bir takımdı. Bu takımın üzerine takviyeler yapılacak ve çok önemli yerlere gelebilecekti. Nerelere gelecekti? Belki ilk 4’e girecekti, belki final oynayacaktı, belki de şampiyon olacaktı. Ama bunlar da önemli değil. Mühim olan; Avrupa’da her zaman ilk 8’e, ilk 4’e girebilecek takımımızın olmasıydı. Bunu da yakalamıştık. 3 Temmuz bütün bu aşkı, bütün bu hayallerin hepsini bitirdi. Hani var ya kışlaları dağıttılar, silahın topunu aldılar, aynı o hale getirdiler Fenerbahçe’yi. Bazı oyuncular satıldı. Oyuncular gitmek istememelerine rağmen mecburen gittiler. Çünkü kapıda 400 milyon borç var ama onun karşılığında Şampiyonlar Ligi vs. gelecek gelirleri var. Bunların hepsi kesildi.

        BU KULÜP BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE YÖNETİLİR

        Fenerbahçe’de başkanlık yapmak çok zor, idarecilik kolaydır. Ben yönetime girmeden evvel de aynı şeyi söylüyordum. Fenerbahçe’de başkanlık sistemi vardır. Şimdi diyorlar ya başkanlık sistemi. Evet, bu kulüp başkanlık sistemiyle yönetilir. Başkanlık sisteminde demokrasi vardır. Yönetim kurulunda herkes fikrini açık açık söyler ama sonunda başkan ne derse o olur. Sistem budur. Çünkü başkanlık sisteminde genel kurul üyeleriniz başkanı seçiyor. Tabii ki yöneticiler, bizler çok önemliyiz. Tabii ki bizimde önemli fonksiyonlarımız var ama başkan önemlidir. Siz başkanı hapse atmışsınız. Kulüp ‘Tığ teber’ kalmış. Allah razı olsun o zamanki Nihat Özdemir gibi, Ali Koç gibi ve diğer yönetici arkadaşlarımız gibi bütün yönetim kurulu üyeleri darbe üzerine darbe yiyen kulübü ayağa kaldırmışlardır ve başkanın hapiste olmasına rağmen hiç olmazsa belli yerlere getirmişlerdir.

        KİMSEYE MUHTAÇ OLMAYAN BİR KULÜP OLACAĞIZ

        Buradan tekrar Hedef 1 Milyon Üye Projesi’ne geliyorum, çok önemli bir proje. Biz yöneticiler olarak bunu çok önemsiyoruz. Biz tabiî ki şampiyon olmak için uğraşıyoruz. Bizim için 1 Milyon Üye hedefe ulaşırsa, biz bunları görürsek 5-6 yıl sonra en büyük mutluluğu biz paylaşacağız. Çünkü o zaman ne borcu, ne harcı olan. Yalnızca üyelerin aidatıyla 50 milyon gibi bir paraya sahip olan, amatörleri de hiç kimseye muhtaç olmadan yöneten bir kulüp haline gelecek burası ve nereden baksanız 8-10 tane şehirde kendi tesisleri olan, sosyal dayanışması olan bir sistem kurulacak. Yatırımlar yapılacak. Dolayısıyla bu kadar önemli bir olaydır…

        Fenerbahçe’nin 3 Temmuz olayında yaşadığı ağır travmaların yaraları sarılıyor. Onun için böyle günlük yenildik, yenilmedik, üzüldük gibi olaylarda kulüp dimdik ayakta. Fenerbahçe artık bunları bitirdi. Artık böyle şeyler yok. Eskiden 2 kötü sonuç olunca ortalık karışırdı, yönetimler giderdi. Bu tabii Genel Kurulun takdiri.

        DEVLETE, YÖNETENLERE SESLENİYORUM

        Önerimiz şuydu; Dersiniz ki yıl sonu itibari ile ödeyeceğiniz vergiden Amatörlere harcadığınız parayı mahsup edin, gerisini ödeyin. Bu kadar basit. O zaman ben daha çok yatırım yapabilirim. Getirdiği şampiyonluklar nispetinde de branşlaştırır, her şehre, her kulübe bir görev verirsiniz. Birine güreş, ikisine yüzme. Başkasına kayak vs. Bu şekilde sporcu da yetiştirme imkanı yaratılacak. Peki bunu suistimal eden olmaz mı? Her teşvikte suistimal eden olabilir ama % 10 olur, % 5 olur. Fakat şunu düşüneceksiniz; bu spor kulüplerinden aldığın para çok büyük bir para mı? Türkiye’nin büyümüş bütçesinde çok az bir para.

        Sen bu aldığın parayı spora doğru dürüst yaratabiliyor musun? Yapmıyorsun. Yapsan zaten sporcu yetişir. Şu an yine sesleniyorum; Sporu seven Sayın Cumhurbaşkanına, Başbakan, Maliye bakanı, Spor bakanı kim varsa. Federasyon’dan sonra Fenerbahçe’ye geldiğimde, aynı şeyleri Aziz Yıldırım defalarca, ben defalarca anlattım. Çünkü ben amatör branşlardan, basketboldan gelen, milli takım seviyesinde antrenörlük yapmış, genç milli oyuncusu olan bir insan olarak bunları görüyorum. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi kulüplere bu imkanları sağlamalısın. Bakın bugün komünizm öldü. Komünizm döneminde devlet yoluyla oyuncu yetiştiriliyordu. Bugün Türkiye’de hala o zihniyet var. Bu zihniyetlerin değişmesi lazım. Bunları spor kulüplerine vermeniz lazım.

        BANA LAF YETİŞTİRME, DESTEK VER

        Bakın hep anlatıyorlar; Belediye Spor A.Ş’den bir arkadaş “Fenerbahçe bizim spordan çekilmemizi istiyor” demiş. Senin çekilmeni kimse istemiyor. Sen Amerika’daki gibi, Avrupa’daki gibi spor yaptır. Mahallende yaptır, gençliğe yaptır. Belediye olarak senin görevin bu. Sen yarışmacı olma. Bizim anlattığımız o. Kanunda var. Yarışmacı olma sen. Yarışmacı olduğun zaman işin şekli değişiyor. Benim vergilerimle sen bana rakip oluyorsun. Bunu anlamıyorlar. Başkanımız Aziz Yıldırım’a oradan laf gönderiyor. Arkadaşlar, sizlerin yaşı kadar, babalarınızın, dedelerinizin yaşı kadar bu kulüp spora hizmet vermiş. Belediyeler yoktu o zaman. Sen gücünü kamu yararına kullan. Onlara mesaj veriyorum. Net. Bakın Amerika’da YMC’ler var. Bunlar belediyelerin spor kuruluşları. Salonları var. Git, bir tanesinin salonlarında seyirci yoktur, açık hava spor salonları vardır, futbol sahaları vardır. Amerikan futbol sahaları vardır, basketbol sahaları vardır. Belediye bu hizmeti verir, oraların bakımını yapar, temizliğini yapar ve vatandaşların mahalle aralarında, ilçeler arasında yarışmalarını sağlar. Profesyonel değil amatördür. İşte budur belediyenin spora hizmeti. Ama sen bana rakip oluyorsun destek olacağına, bir de “Kapatmayı düşünüyorlarmış” diye laf gönderiyorsun, buna hakkın yok senin. Sen kamu görevlisisin. Benim vergimle sen bunları yapıyorsun. Yarışmacı olamazsın.

        AZİZ YILDIRIM’IN KATKISI BÜYÜK

        Yayın ihalesi gelirleri, 5 yıl evvel Başkanımız Aziz Yıldırım’ın Kulüpler Birliği Başkanı iken dile getirdiği ‘’Gelirler 400 milyon dolar’ olmalı sözünden sonra arttı ve nitekim başkanımızın girişimleri ile o dönemde gelirler 400 milyon dolara yükseldi. Şimdi Kulüpler Birliği “İhaleyi biz yapacağız’’ diyor, Federasyon destekliyor ama 2017’ye kadar sözleşmemiz var ve altı doldurulmalı şeklinde görüş bildiriyor. Yani bu projenin altını dolduracaklarmış, bunun altı 2-3 ayda doldurulur. 2017’ye kadar beklemeye ne gerek var. Digiturk biliyorsunuz artık devletin. TRT’den bir farkı yok. Ayrıca neyin altı dolu ki, mesela sen Passolig’i niye altını doldurmadan çıkarttın? Bin tane aksaklık var. Vatandaş ne ümit ediyordu Passolig’ten? O kameraları koyduk, orada küfür edenleri, terbiyesizlik yapanları tespit edecek. Onları alacak 6 ay, 3 ay ceza. Masuma bir şey olmayacak. 12 bin kişi arasında bin kişi, 300 kişi 500 kişi kaç kişiyse, babalar bakıyorlar; küfür var, kaç dakika. Tak yazıyorlar. Hepsine ceza. Üstelik bir dahaki maça da gelemiyor taraftar, oradaki 10 bin kişi. 9 bin kişi masum. Böyle adaletsizlik olmaz. Sonra benim locam var, kartlarım var, kombinelerim var. Ben sorumlu değilim, ben satın almışım kulübe hizmet vermek için. Adam “Kullanamazsın” diyor. Benim aldığım kombinelerin geçerli olması lazım. Kim alırsa alsın sorumluluğu da ona verilmesi lazım. Bunların yeniden tartışılıp düzeltilmesi lazım. Yönetmelik mi değişir ne yapılacaksa yapılması lazım. Şimdi stadı hizmete girdiği zaman Beşiktaş’ta aynı problemlerle karşılaşacak. Galatasaray’da aynı problem var. Her zaman seyirci azalacak. Bize günah değil mi? Bize karşı bunlar, sizin yolunuzu biz keseriz diye uğraşmaya çalışıyorlar. İşte bunun için de Hedef 1 Milyon Üye Projesi çok çok önemli.

        Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Sekreter ve Basın Sözcüsü Mahmut Uslu, Fenerbahçe Dergisine röportaj verdi. Uslu, sert konuştuğunu ancak kimseye hakret etmediğini belirtti ve Kadıköy'deki Trabzonspor maçını örnek gösterdi. İşte Mahmut Uslu röportajından öne çıkan bölümler...

        Fenerbahçe Genel Sekreteri ve basın sözcüsü Mahmut Uslu, kulüp dergisine açıklamalarda bulundu. Mahmut Uslu sert konuştuğunu belirtirken, kimseye hakaret etmediğini "12 kişi defans yaptılar" cümlesi yüzünden ise 45 gün hak mahrumiyeti cezası aldığını söyledi.

        “SIRITMA” DEMEK KÜFÜR MÜ?

        Trajikomik tabii ki, onlar şunu istiyor, konuşmayın, susun oturun. Bu hale gelmemizi istiyorlar. Biz bu hale gelmeyiz. Ama önemli olan bu değil. Bizim konuşmamızda suç unsuru varsa ceza ver. Bakın geçen sene ben yönetime yeni geldim, adımımı attım, Sivas’ta bir maça gittik. Meşhur 2-1 yenildiğimiz maç. Sivas’ta adam resmen voleybolda smaç yapar gibi topa elle vurdu, penaltımız verilmedi. Diğer ikinci konuda adam bizim stadımızdaki maçta Gökhan Gönül’e faul yaptı, hakem oyunu durdurup faul vereceğine avantaj verdi. Birinci devre tam tersine avantaj vermesi gerekirken vermedi. O hakemin ismini vermeyeceğim. Ben de aşağıda bizim soyunma odasına inerken, solda hakemlerin sağda ise bizim soyunma odamız var. Kimseyi rencide etmek için gelmedik. Biz oraya kendi çocuklarımıza, “Rahat olun, hoca yanlış görmüştür ama bu işleri çözersiniz siz” demek için indik. Fakat hakem gülerek karşımıza çıktı. “Hem penaltıyı vermiyorsun hem de sırıtıyorsun” dedim. 30 gün ceza aldım. “Sırıtma” demek, küfür mü? Hakaret mi? Görmeme ihtimali olmayan penaltıyı vermiyorsun, hem kendisi hem de 5. hakem açısından. Sonunda ne olduğunu bilemem. Bir sene 3-5 ay onu öylesine onu dinlendirdiler falan. Çok da iyi insan olduğunu biliyorum hakemin. Penaltıyı vereceksin, veremiyorsan bir idareci de karşına çıkar takımının hakkını arar. Biz köle miyiz? Köle Isaura mı bizim adımız. Bizim adımız Aziz Yıldırım, Mahmut Uslu.

        SERT KONUŞURUM, LAY LAY LOM YAPMAM

        Geçen Trabzonspor maçından sonraki demecimde “12 tane adam defans yaptı. Buna rağmen yenmemiz gerekirdi, çok gol kaçırdık” dedim ve 45 gün hak mahrumiyeti cezası aldım. Hiçbir hakaret yok. Evet, ben sert konuşurum. Gülerek mi, lay lay lom mu konuşayım. Berabere kalmışım tabii ki sert konuşacağım. Biz bir emek veriyoruz. Kötü oynadığımız da “Kötü oynadık” diyoruz. Gençlerbirliği maçında kötü oynadık. Ama burada hakkınız yeniyor. Galatasaray maçında Allah’tan yendik. Bu ne kadar hatadır, ne kadar ayıp şeylerdir bunlar. Şimdi bunları söylesem gazetede yine ceza verirler. Ama, rakiplerimizden birinin idarecisi maçtan sonra verdiği demeçte şunu söylüyor: “Hakemler bizi doğramaya gelmiş” yani gelecek demiyor, gelmiş diyor. Bu arkadaşa 20 gün ceza. Şimdi bu reva mı? Bu ayıp değil mi? Ben size 2 tane örnek veriyorum. Kardeşim penaltı vermiyorsun bir de sırıtıyorsun. Yaş olarak ondan büyüğüm, “Saygısızlık etme bana” diyorum. Ben de spor adamıyım. Hayatımızın 30-40 senesini antrenörlüğe, sporculuğa vermişiz. Milli takımlarda görev yapmışız, biz de sporcuyuz. Sende bana saygı göstereceksin, en azından sırıtmayacaksın.

        DEMOKRATİK BİR KULÜP OLDUK

        Sorunuza gelirsek, Fenerbahçe Kongre üyeliğini ne kadar çok tabana yayabilirsek o kadar güçlü olacağımızı anladık. Bu proje 8-9 sene evvel ben yönetimdeyken konuşuluyordu. Bugün çıkmadı. 2000 TL olmasının nedeni de buydu. Yani insanların ekonomik gücü yok. Bugün çok insan işsiz. Türkiye’de çok problemler var. Problemsiz bir gün yaşamıyoruz. Dolayısı ile Kulüp üyeliğini 5’te 1’e indirelim, demokratik bir kulüp olduğumuzu da ispat edelim istedik. Normal nasıl delegasyon sistemi var. Onlar kendi aralarında yönetim kurullarını seçsinler, bu yönetim kuruluna girenler seçme ve seçilme haklarına sahip olsunlar istedik.

        TOPARLANMAYI AZİZ YILDIRIM YAPTI

        Bunu da başlatan Aziz Yıldırım’dır. Başkanımız bu kulübü derleyen toplayan bir insandır. Tabiî ki daha evvelki başkanlarımız, rahmetli olanlar, şu anda sağ olanlar, hepsinden Allah razı olsun. Çok emek vermişlerdir, çok önemli işler yapmışlardır. Ama Aziz Yıldırım bütün bu yapılanların üzerine çok çok önemli katkılar sağlamış ve toparlamıştır. Yalnız tesisleşmeden bahsediliyor. Yalnız tesisleşme değil. Gerçekleştirdiği birlik ve beraberlik sayesinde camiamız Hedef 1Milyon Üye Projesi’ne müsaade etmiştir. Şu anda bütün kongre üyeleri, divan kongre üyeleri, % 99’u bu projeyi destekliyor. Çünkü insanlar anlamışlardır ki; Tabanda ne kadar çok bütünleşme sağlanırsa, o kadar güçlü oluruz. Önce manevi ve maddi olarak güçlü oluruz. Sportif başarılar ondan sonraki gelişmeler.

        3 TEMMUZ NELER KAYBETTİRDİ?

        Bizim önümüz çok acımasızca kesildi. Ben yönetimde değildim o dönem, dışarıdan bakan gözle çok rahat söylüyorum; çok muazzam bir takım kurulmuştu. Santoslu, Nianglı, Luganolu. Alex’le ilgili problem falan da yoktu. Stoperleri ile, sağ bek ve sol bek bunların hepsi hazır ve çok önemli bir takım oluşmuştu. Aziz Yıldırım bunu başarmıştı. Ondan 2 sene evvel biliyorsunuz Şampiyonlar Ligi’nde ilk 8’e girmiş bir takımdı. Bu takımın üzerine takviyeler yapılacak ve çok önemli yerlere gelebilecekti. Nerelere gelecekti? Belki ilk 4’e girecekti, belki final oynayacaktı, belki de şampiyon olacaktı. Ama bunlar da önemli değil. Mühim olan; Avrupa’da her zaman ilk 8’e, ilk 4’e girebilecek takımımızın olmasıydı. Bunu da yakalamıştık. 3 Temmuz bütün bu aşkı, bütün bu hayallerin hepsini bitirdi. Hani var ya kışlaları dağıttılar, silahın topunu aldılar, aynı o hale getirdiler Fenerbahçe’yi. Bazı oyuncular satıldı. Oyuncular gitmek istememelerine rağmen mecburen gittiler. Çünkü kapıda 400 milyon borç var ama onun karşılığında Şampiyonlar Ligi vs. gelecek gelirleri var. Bunların hepsi kesildi.

        BU KULÜP BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE YÖNETİLİR

        Fenerbahçe’de başkanlık yapmak çok zor, idarecilik kolaydır. Ben yönetime girmeden evvel de aynı şeyi söylüyordum. Fenerbahçe’de başkanlık sistemi vardır. Şimdi diyorlar ya başkanlık sistemi. Evet, bu kulüp başkanlık sistemiyle yönetilir. Başkanlık sisteminde demokrasi vardır. Yönetim kurulunda herkes fikrini açık açık söyler ama sonunda başkan ne derse o olur. Sistem budur. Çünkü başkanlık sisteminde genel kurul üyeleriniz başkanı seçiyor. Tabii ki yöneticiler, bizler çok önemliyiz. Tabii ki bizimde önemli fonksiyonlarımız var ama başkan önemlidir. Siz başkanı hapse atmışsınız. Kulüp ‘Tığ teber’ kalmış. Allah razı olsun o zamanki Nihat Özdemir gibi, Ali Koç gibi ve diğer yönetici arkadaşlarımız gibi bütün yönetim kurulu üyeleri darbe üzerine darbe yiyen kulübü ayağa kaldırmışlardır ve başkanın hapiste olmasına rağmen hiç olmazsa belli yerlere getirmişlerdir.

        KİMSEYE MUHTAÇ OLMAYAN BİR KULÜP OLACAĞIZ

        Buradan tekrar Hedef 1 Milyon Üye Projesi’ne geliyorum, çok önemli bir proje. Biz yöneticiler olarak bunu çok önemsiyoruz. Biz tabiî ki şampiyon olmak için uğraşıyoruz. Bizim için 1 Milyon Üye hedefe ulaşırsa, biz bunları görürsek 5-6 yıl sonra en büyük mutluluğu biz paylaşacağız. Çünkü o zaman ne borcu, ne harcı olan. Yalnızca üyelerin aidatıyla 50 milyon gibi bir paraya sahip olan, amatörleri de hiç kimseye muhtaç olmadan yöneten bir kulüp haline gelecek burası ve nereden baksanız 8-10 tane şehirde kendi tesisleri olan, sosyal dayanışması olan bir sistem kurulacak. Yatırımlar yapılacak. Dolayısıyla bu kadar önemli bir olaydır…

        Fenerbahçe’nin 3 Temmuz olayında yaşadığı ağır travmaların yaraları sarılıyor. Onun için böyle günlük yenildik, yenilmedik, üzüldük gibi olaylarda kulüp dimdik ayakta. Fenerbahçe artık bunları bitirdi. Artık böyle şeyler yok. Eskiden 2 kötü sonuç olunca ortalık karışırdı, yönetimler giderdi. Bu tabii Genel Kurulun takdiri.

        DEVLETE, YÖNETENLERE SESLENİYORUM

        Önerimiz şuydu; Dersiniz ki yıl sonu itibari ile ödeyeceğiniz vergiden Amatörlere harcadığınız parayı mahsup edin, gerisini ödeyin. Bu kadar basit. O zaman ben daha çok yatırım yapabilirim. Getirdiği şampiyonluklar nispetinde de branşlaştırır, her şehre, her kulübe bir görev verirsiniz. Birine güreş, ikisine yüzme. Başkasına kayak vs. Bu şekilde sporcu da yetiştirme imkanı yaratılacak. Peki bunu suistimal eden olmaz mı? Her teşvikte suistimal eden olabilir ama % 10 olur, % 5 olur. Fakat şunu düşüneceksiniz; bu spor kulüplerinden aldığın para çok büyük bir para mı? Türkiye’nin büyümüş bütçesinde çok az bir para.

        Sen bu aldığın parayı spora doğru dürüst yaratabiliyor musun? Yapmıyorsun. Yapsan zaten sporcu yetişir. Şu an yine sesleniyorum; Sporu seven Sayın Cumhurbaşkanına, Başbakan, Maliye bakanı, Spor bakanı kim varsa. Federasyon’dan sonra Fenerbahçe’ye geldiğimde, aynı şeyleri Aziz Yıldırım defalarca, ben defalarca anlattım. Çünkü ben amatör branşlardan, basketboldan gelen, milli takım seviyesinde antrenörlük yapmış, genç milli oyuncusu olan bir insan olarak bunları görüyorum. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi kulüplere bu imkanları sağlamalısın. Bakın bugün komünizm öldü. Komünizm döneminde devlet yoluyla oyuncu yetiştiriliyordu. Bugün Türkiye’de hala o zihniyet var. Bu zihniyetlerin değişmesi lazım. Bunları spor kulüplerine vermeniz lazım.

        BANA LAF YETİŞTİRME, DESTEK VER

        Bakın hep anlatıyorlar; Belediye Spor A.Ş’den bir arkadaş “Fenerbahçe bizim spordan çekilmemizi istiyor” demiş. Senin çekilmeni kimse istemiyor. Sen Amerika’daki gibi, Avrupa’daki gibi spor yaptır. Mahallende yaptır, gençliğe yaptır. Belediye olarak senin görevin bu. Sen yarışmacı olma. Bizim anlattığımız o. Kanunda var. Yarışmacı olma sen. Yarışmacı olduğun zaman işin şekli değişiyor. Benim vergilerimle sen bana rakip oluyorsun. Bunu anlamıyorlar. Başkanımız Aziz Yıldırım’a oradan laf gönderiyor. Arkadaşlar, sizlerin yaşı kadar, babalarınızın, dedelerinizin yaşı kadar bu kulüp spora hizmet vermiş. Belediyeler yoktu o zaman. Sen gücünü kamu yararına kullan. Onlara mesaj veriyorum. Net. Bakın Amerika’da YMC’ler var. Bunlar belediyelerin spor kuruluşları. Salonları var. Git, bir tanesinin salonlarında seyirci yoktur, açık hava spor salonları vardır, futbol sahaları vardır. Amerikan futbol sahaları vardır, basketbol sahaları vardır. Belediye bu hizmeti verir, oraların bakımını yapar, temizliğini yapar ve vatandaşların mahalle aralarında, ilçeler arasında yarışmalarını sağlar. Profesyonel değil amatördür. İşte budur belediyenin spora hizmeti. Ama sen bana rakip oluyorsun destek olacağına, bir de “Kapatmayı düşünüyorlarmış” diye laf gönderiyorsun, buna hakkın yok senin. Sen kamu görevlisisin. Benim vergimle sen bunları yapıyorsun. Yarışmacı olamazsın.

        AZİZ YILDIRIM’IN KATKISI BÜYÜK

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ