Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Dünya Kupası 2014 2014 Dünya Kupası Cüneyt Çakır, Cüneyt Çakır'ın Dünya Kupası performansı, Cüneyt Çakır HABERTÜRK'E konuştu, Atilla Türker Cüneyt Çakır röportajı - Dünya Kupası 2014 Haberleri

        HTSPOR ÖZEL RÖPORTAJ / ATİLLA TÜRKER

        Şu günlerde röportaj yapılması gereken kişilerin başında elbette Cüneyt Çakır geliyordu. Dünya gururu oldu artık Çakır... Ağzından çıkacak her bir cümle, büyük önem taşıyordu... Buluştuk. Hoş bir sohbet yaptık... Dünya Kupası’nda yönettiği maçlardan başladık, ne yedi, ne içti, günleri nasıl geçti, her türlü konuya değindik. İşte sorular, işte cevaplar:

        Sizin için “Türkiye’de ayrı, yırt dışında ayrı düdük çalıyor” iddiaları var, ne diyeceksiniz?

        Türkiye’de herkes bir takımın taraftarı. Futbola bakarken bu gözlükle bakıyoruz. Kazanma odaklı bir yaklaşım var. Sporun özünde her zaman kazanmak yoktur. Kazanmak için fair play ruhu içerisinde mücadele etmek, hoşgörülü olmak, kendine; rakibine; hakeme saygılı olmak, daha iyisini yapabilmek için mücadele etmek, kazananı alkışlayabilmek gibi temel ilkeler var. Türkiye’de kaybeden suçlu arıyor. Spor sadece bir netice oyunu değildir. Bir felsefedir. Bir yaşam biçimidir. Sağlıktır, eğlencedir, paylaşmaktır, takım olabilmektir, mücadeledir, emektir. Sporun temel ilkelerini doğru şekilde benimseyebildiğimiz zaman arada bir fark olmadığını göreceksiniz.

        SAYGI OLSA, FARK OLMAZ

        Biraz daha açar mısınız?

        Biz dünya arenasında boy gösterirken bize bakan gözler, skora değil bizim yaptıklarımıza odaklanıyor. Bizim verdiğimiz emeğin farkına varıyor. O arenada olabilmenin zorluğunun farkına varıyor. Saygı duyuyor. Tıpkı bir milli takım gibi ülkemizi temsil ettiğimizi fark ediyor. Bizim ufak yanlışlarımızı dahi büyük bir hoşgörüyle karşılıyor ve başarılı olmamız için dua ediyor. Bakış açısı farkı. Türk ve yabancı futbolcular arasında hakeme yaklaşım açısından belli bir mental farkı var mı? Kritik kelime saygı... Herkes birbirine saygı duyarsa arada hiçbir yaklaşım farkı olmaz.

        HEDEF DEV TURNUVALARIN PARÇASI OLMAK

        Tarihi bir başarı sağladınız...

        Çok mutluyuz. Gururluyuz. 40 yıl sonra Dünya Kupası’nda görev yaptık. Bu, hakemliğe ilk başladığım günden beri en büyük hayalimdi.

        Yeni hedefiniz nedir?

        Hakemlikte hedefler bitmez. En büyük hedef; Türk hakemliğinin uluslararası büyük turnuvalarda kalıcı olmasını sağlamak. Önümüzde Avrupa Ligi, Şampiyonlar Ligi, 2016 Avrupa Şampiyonası, 2018 Dünya Kupası gibi büyük organizasyonlar var. Bu büyük organizasyonların bir parçası olabilmek çok önemli. Bunun için çok çalışıyoruz. 40 yıl daha beklemeye kimsenin tahammülü yok. Ülkemizde genç hakemlerin yetişmesine katkıda bulunmak, gençlerin bizim başarılarımızı unutturacak başarılar elde etmesine katkıda bulunmak en büyük hedefimiz.

        160 GÜN EVDEN UZAK KALDIM

        Bugünlere gelebilmek için nelerden fedakarlık yaptınız?

        Geçen yıl tam 160 gün evimden uzaktaydım. Hakemlik dışındaki her şeyi ikinci, üçüncü plana attım. Ailem ve hayatımı kazandığım profesyonel işim arka planda kaldı. Buna mecburum. Türkiye’de hakemlik hala amatör bir uğraş. Aramızda herhangi bir sözleşme yok. ‘Bana ne kardeşim’ deme lüksümüz de yok. Türk hakemliği için bu fedakarlığı yapmak zorundayız. 40 yılda bir gelen şansı iyi kullanmak zorundayız. Kalıcılığı sağlamak için çok çalışmak, çok fedakarlık yapmak zorundayız. Günü gelince inşallah her şey daha güzel olur. Bize düşen, o gün gelene kadar kendi imkanlarımızı sonuna kadar zorlayarak bu hedefin içerisinde olmak.

        SAKİN OLMAZSANIZ ÜST DÜZEYE ÇIKAMAZSINIZ

        Maç içinde çok sakin ve güleryüzlü gözüküyorsunuz...

        Tecrübe kazandıkça daha rahat oluyorsunuz. Bu konuda çok çalışıyoruz. Özel eğitimler alıyoruz. Mental olarak çok iyi hazırlanıyoruz. Fiziksel olarak güçlü olup, oyunu yakından izlemeye çalışıyoruz. Hakemlik yapıyorsanız gürültü ve patırtının ortasında sükunetle dolaşmayı başarabilmeniz gerekiyor. Eğer bunu yapamazsanız üst düzeyde görev yapmak mümkün değil.

        SICAĞA ANTALYA’DA ADAPTE OLDUK

        Brezilya’da 45 gün kaldınız. Çabuk adapte oldunuz mu?

        Brezilya’daki iklime daha hazırlıklı olmak adına Antalya’da bir haftalık kamp yaptık. Bu adaptasyonumuz açısından fayda sağladı.

        Brezilya’da ne yediniz, ne içtiniz?

        Damak tadları bize yakın. Dünyanın pek çok yerinde maç yönetince, bu konuda deneyim kazanıyoruz. Sürekli fit ve güçlü olmak durumundayız. Çalışmaktan arta kalan vakitlerde şehir içinde gezerek kültürü yakından tanımaya çalıştık. Okyanus kıyısında yürüyüşler yaptık. Bol bol kitap okudum.

        Belli alışkanlığınız ya da uğurunuz var mı?

        Maçtan önce telefonumu kapatmadan ailemin hayır dualarını alırım mutlaka. Ne dinler, ne yer, ne içer, nasıl vakit geçirirsiniz? Rock dinlerim. Çok kitap okurum. Özellikle seyahat sırasında Lost, Prison Break, 24, Breaking Bad, Game of Thrones gibi dizileri izlerim. Masa tenisi oynarım.

        TARİFSİZ BİR HUZUR DUYDUM

        Brezilya’da günlük hayatta sizi en çok ne etkiledi?

        İnsanların futbola olan sevgisi çok etkiledi. Bunu duyuyorduk. Ama orada canlı olarak hissettik. Sokaklarda, kumsallarda futbol oynayan insanlarla geçirdigimiz 45 gün sayesinde, iliklerinize kadar futbol sevgisini hissediyorsunuz. Ayrıca Türkiye’den gelen hakem arkadaşlarımız oldu bize destek için. Sevgili İlker Meral, Alpaslan Dedeş, Hakan Yemişken, Cevdet Kömürcüoğlu ve Tuncer Keçeci’ye çok teşekkür ederiz....

        Son düdüğünüz sonrası neler hissettiniz?

        Allah’tan, tekrarını nasip etmesini diledim. Görevimizi başarıyla yerine getirmiş olmanın tarifsiz bir huzuru vardı. Bu başarı bugüne kadar yetişmemizde emeği olan herkese, birlikte ter döktüğüm arkadaşlarıma, bizi destekleyen yönetici kadrolarına, dualarıyla destekleyen Türk halkına armağan olsun. Türk insanının neler yapabileceğini gösterdik. İnşallah göstermeye de devam edeceğiz.

        YARDIMCILARIMLA ÇOK İYİ BİR TAKIMIZ

        Yardımcılarınız Bahattin Duran ve Tarık Ongun ile adeta akraba oldunuz?

        2010’dan bu yana birlikteyiz. Eşlerimizden çok birbirimizi görüyoruz. Hakemlik tarihine geçecek başarılara imza attık. İyi bir takımız. Allah’a şükür hiçbir sıkıntı yaşamadık. Birbirimizin en büyük destekçisiyiz.

        ÇAKIR’DAN ÖĞÜTLER

        Bir hakem öncelikle işini sevmeli, sürekli gelişime açık, sakin, yöneticilik vasfı bulunan, empati yapabilen bir kişi olmalı.

        Gençlere tavsiyem, çok çalışmaları. Sabırlı olmalı, özeleştiri yaparak, eksik yönlerini gidermeliler. Uygun rol modeller seçerek yaşanmış tecrübelerden faydalanmalılar.

        BABAM ÖNÜMÜ AYDINLATTI

        Başarınızda babanız Serdar Çakır ve eşiniz Gamze hanımın rolü ne?

        Babam, her zaman yanımdaydı. En büyük öğretmenim, en çok eleştirenim, her koşulda destekleyenim. Onun büyük tecrübesi önümü aydınlattı. Hakemlik sevgimi ona borçluyum. Eşim de inanılmaz fedakarlıklar yaptı. Yetişemediğimiz birçok şey oluyor. Eşime desteğinden dolayı çok teşekkür ederim.

        BREZİLYA SERÜVENİ MUHTEŞEMDİ

        Dünya Kupası’nda maç yönetmek nasıl bir duygu?

        Muhteşem bir duygu. Dünyanın en iyi oyuncuları, dünyanın en önemli takımları bu turnuvada boy gösteriyor. Dünyanın en iyi hakemleriyle birlikte görev yapıyorsunuz. Atmosfer, seyircilerin ilgisi çok iyi.

        Futbolcularla sıcak bir iletişim içindeydiniz?

        Futbolda temel ilke olarak saygı kelimesi işleniyor. Hem rakibe hem hakeme hem de kendi yaptığınız işe saygılı olmak, artık futbolun temel ilkesi haline geliyor. Sıcak iletişim, karşılıklı saygının bir sonucu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ